6 Eylül 2008 Cumartesi

KASABALAR

KAVAKLIDERE KASABASI

İlçenin batı kesiminde bulunan ve en büyük yerleşim birimlerinden biri olan Kavaklıdere kasabası ilçe merkezinden 22 km uzaklıkta bulunmaktadır. Alaşehir Ovası'nın güney kesiminde şekil itibariyle toplu halde bulunan Kavaklıdere kasabasının deniz seviyesinden yüksekliği 200 metredir. 2000 yılı nüfus sayımı verilerine göre kasabada 5319 kişi ve 1330 civarında da hane bulunmaktadır.Kasabanın nüfus gelişimine baktığımızda 1960 yılında 1041 olan kasaba nüfusu 1985 yılında 5040'a 1990 yılında da 6010'a yükselmiştir. 1990 yılından sonra da nüfus kaybetmeye başlamıştır.

17350 dönüm araziye sahip olan Kavaklıdere kasabasının asıl geçim kaynağını sultani üzüm yetiştiriciliği sağlamaktadır. Bunun yanında arpa, buğday ve zeytin tarımının yanısıra sebze yetiştiriciliği ve çok az alanda da pamuk tarımı yapılmaktadır. Köy arazisinin kullanım alanlarına göre dağılımı ise şöyledir. 1151 dönüm buğday alanı, 400 dönüm arpa alanı, 200 dönüm zeytin alanı ve 14140 dönüm de bağ alanı mevcuttur. Bunun yanında 1159 dönüm otlak ve 300 dönüm de yerleşme alanı bulunmaktadır. Kasabada hayvacılık da yapılmaktadır. Buna gore 88 yerli sığır, 44 kültür sığırı, 612 yerli koyun ve 50 civarında da kıl keçisi bulunmaktadır. Kasabada 1999 verilerine gore kişi başına düşen yıllık ortalama gelir 440 milyon civarındadır.

KEMALİYE KASABASI

Alaşehir ovasının kuzeybatısında bulunan Kemaliye Kasabası çok eski bir yerleşmedir. İlçe merkezine uzaklığı 18 km'dir. Önceleri Kula ilçesine bağlı olan Kemaliye Kasabası daha sonra Alaşehir İlçesi'ne bağlanmış ve 1968 yılında belediye olmuştur. 2000 yılı nüfus verilerine göre nüfusu 2125'tir. Kasabanın nüfus gelişimine baktığımızda, kasaba nüfusunun sürekli arttığını ancak 1997 nüfus tesbitinde kasaba nüfusunun bir azalma gösterdiğini görmekteyiz. Çevresindeki Soğanlı, Gülpınar (Sarsığırlı), mevlütlü, İsmetiye ve Toygar gibi köylerinde ticari merkezliğini üstlenen kasaba merkezinde tarım dışında ticaret de gelişmiştir. Bu nedenle küçük çapta sanayi de bulunmaktadır. Bu alandaki sanayi ancak, yöredeki araçların tamirine yöneliktir. Eskiden Alaşehir-İzmir yolu üzerinde bulunduğundan dolayı hızlı bir gelişme gösteren kasaba bu özelliğini yitirdiğinden dolayı, ancak yörenin ticaret merkezi durumundadır. Yine 2000 yılı nüfus verilerine göre kasabada 550 civarında hane bulunmaktadır. Denizden yüksekliği 240 m olan kasabanın yüzölçümü 22 875 dönümdır. Kasabada 128 aile tarım dışı işlerle geçimini sağlamaktadır. Yamaçta toplu bir yerleşmeye sahip olan kasaba merkezinin yerleşim alanı 400 dönümdır.Arazisinin 1828 dönümü tepelik, 150 dönümü bataklık, 2525 dönümü da otlak olarak kullanılmaktadır. Geri kalan kısmında tarım yapılmaktadır. 10 200 dönüm ekili bağ alanı 150 dönümda sebze bahçesi bulunmaktadır. 1999 rakamlarına göre kişi başına düşen gelir 960 milyon civarındadır.

Eski adı Yunanca'da beş köy anlamına gelen "Pence-horyos" tur. Cumhuriyetin ilanından sonra Kemaliye ismini almıştır. Arkeolojik ve tarihi eserler bakımından önemli bir yere sahiptir. Kasaba, Roma ve Bizans dönemlerine ait birçok tarihi esere sahiptir. Kasabanın yakınında bulunan dört adet tümülüs (mezarları örten yığma tepe) vardır.

Kemaliye, Anadolu Selçukluları zamanında Anadolu Beyliklerinden Karasi Oğulları Beyliği'nin toprakları arasında yer alıyordu. 1388 yılından sonra Saruhan beyi olan ve Yıldırım Beyazıt'dın Ankara'da Timur'a yenilmesinden sonra tekrar Saruhan Beyliği'nin eline geçen Hızır Paşa'nın Adala ve Kemaliye'de saltanat sürdüğü ve bu iki şehirden birini kendisine merkez yaptığı tarihi kaynaklarda yer almaktadır. Bu tarihi geçmişinden dolayı Kemaliye'de birçok tarihi eser bulunmaktadır. Ancak bu alanların korunma altına alınmaması sonucu bu eserler kaybolmak üzeredir. Ayrıca Hızır Paşa'nın yaptırdığı bir cami ile hamamın yıkıntıları halen mevcuttur. Selçuklu mimarisi ile yapılmış tarihi bri cami daha vardır. Ayrıca kasabanın orta yerinde suyunun nereden geldiği anlaşılamayan ve suyunun yazın soğuk, kışın da sıcak olduğu söylenen tarihi bir çeşme halen ayaktadır.

KİLLİK KASABASI

Alaşehir ovasının kuzey kenarında, Uysal dağlarının hemen aşağı kesiminde kurulan Killik, ilçemizin güzel kasabalrından biridir. Yerleşme 1964 yılında belediye olmuştur. 2000 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre kasaba merkezinde 2917 kişi yaşamaktadır. Alaşehir' 15 km uzaklıktaki kasabanın deniz seviyesinden yüksekliği 174 m'dir. Kasabanın eski adı "Kinlik"tir. Daha sonra topraklarının kili olmasından dolayı bugünkü "Killik" adını almıştır. Kasabaya ilk gelenler İzmir ve Aydın yörelerinde yaşayan Türkmen oymaklarıdır. İlk yerleşim istasyonları Killik istasyonu civarıdır. Sel baskınları sonucu bugünkü yere yerleşmişlerdir. Bu konuyla ilgili olarak gelişen "Uzun Kız" ve "Maruf Kadın" hikayeleri oldukça ilginçtir.

Kasabanın geçim kaynağı tarım ağırlıklıdır. Bunun yanında kasaba merkezi fonksiyonu taşıdığı için ticaret de gelişmiştir. Tarım ürünlerinde bağcılık ilk sırada gelmektedir. Ayrıca pamuk, arpa, buğday ve zeytin de yetiştirilmektedir. 16500 dönüm araziye sahiptir. Bu arazinin 400 dönümü yerleşim alanı, 2400 dönüm otlak, 1000 dönüm alanda fıstık çamı ağaçlandırması yapılmakta ve geriye kalan kısmı da tarım arazisi olarak kullanılmaktadır. Kasabada hayvancılık da önemli bir yer tutmaktadır. Kasaba merkezinde bulunan 780 haneden ancak 260 tanesi tarım dışı işlerle geçimini sağlamaktadır.Kasaba merkezinde küçük bir sanayi sitesi de bulunmaktadır.

PİYADELER KASABASI

İlçe merkezinin hemen kuzeybatısında bulunan Piyadeler Kasabası ovanın orta kesiminde oldukça geniş bir araziye sahiptir. İlçe merkezine 10 km uzaklıkta bulunan yerleşmenin deniz seviyesinden yüksekliği 150 metredir. Son nüfus sayımında 2060 kişinin yaşadığı köyde 500 civarında hane bulunmaktadır.Yerleşme 1935 yılında 303 nüfusa sahipken 1960 yılında olağanüstü bir artışla 1101'e ve 1985 yılında da 2178'e yükselmiştir. Az bir artışla 1990 yılında 2199 kişiye ulaşan nüfus bu tarihten itibaren nüfus kaybetmeye başlamıştır. Kasaba köyde toplu halde bulunan 2 yerleşmeden oluşmaktadır.

17630 dönüm araziye sahip olan kasabanın asıl geçim kaynağını tarım ve hayvancılık oluşturmaktadır. Kasabada 1048 dönüm buğday ve 12678 dönüm bağ alanı bulunmaktadır. Bununla birlikte kasabada bağcılık bir mono kültür oluşturmuştur. Bunun yanında hayvancılık da yapılmaktadır. Buna göre 319 yerli sığır ve 815 der yerli koyun bulunmaktadır. Ayrıca kasaba arazisi içerisinde 3219 dönüm faydalanılamayan alan, 285 dönüm otlak alanı ve 400 dönüm de yerleşme alanı bulunmaktadır. Kasabada kişi başına düşen yıllık ortalama gelir ilçe ortalamasının çok üzerindedir.

ULUDERBENT
Uluderbent Kasabası, Bozdağların güneydoğu kesiminde Yavaşkan sırtının aşağı kesiminde Derbent çayı vadisinin kenarında kurulmuş olan çok eski bir kasabamızdır. Derbent çayı vadisinin bir dirsek çizdiği ve vadisini biraz genişlettiği yerde kurulan Uluderbent 1975 yılında belediye olmuştur. Denizden yüksekliği 450 metredir ve Kasaba toprakları oldukça engebelidir. Toprakları engebeli olduğu için Uluderbent Kasabası 5 mahalleden oluşmaktadır. Bunlar, Atatürk, Köprübaşı, Alaçatı, Çiftlikdere ve Bahçedere mahalleleridir. Bunlardan Atatürk ve Köprübaşı mahalleri merkezde bulunmakta diğerleri, kasaba merkezinin biraz dışında bulunmaktadır. Alaçatı mahallesi, kasabanın batı kesiminde Kiraz yolu üzerinde bulunurken, Çiftlikdere mahallesi kasabanın güneydoğusundaki düz alanda ve Bahçedere mahallesi kasabanın güney batısında Çaldağı'nın kuzeyinde yer almaktadır.

Kasaba bu mahallelerden başka Sarıpınar, Dağarlar, Doğancı, Dağhacıyusuf, Çamlıbel ve Örencik gibi köylerinde ekonomik ve idari merkezliğini yapmaktadır.

2000 yılı nüfus verilerine göre kasabada 3080 kişi yaşamaktadır. Kasabanın nüfus gelişimine baktığımızda dürekli bir artış göstermektedir. 1960-85 döneminde kasabanın nüfusu oldukça büyük oranlarda artmıştır. Ancak 1997-2000 sayım dönemlerinde nüfusu biraz azalma göstermiştir.Son yıllarda kasabadan genç nüfusun dışarı göç etmeye başladığı gözlenmektedir. Bunun sebebi ise ekonomik nedenlerdir.


Yerleşme önceleri "Derbent" adıyla anılırken, belediyelik olduktan sonra başına ULU kelimesi eklenmiş ve kasabaya "ULUDERBENT" adı verilmiştir. Ancak halk arasında hala Derbent denilmektedir. Derbent adından anlaşılacağı üzere kasaba tarihi bir özellik göstermektedir. Derbent kelimesinin anlamı, geçmişte tarihi yolların veya öneme haiz yerlerin korunması amacıyla kurulan karakoll yerleşmeleridir. Uluderbent'te böyle bir yerde Küçük Menderes grabeniyle Alaşehir ovasını ve Denizli yöresini birbirine bağlayan yollar üzerinde bulunmaktadır. Bunun yanında kışları denize yakın sıcak alanlarda, yazları iç kesimdeki yüksek yaylalarda (Denizli ve Afyon civarında) geçiren Türkmenlerin göç yolları da burada geçmektedir. Bu sebeple kasaba merkezinde ev yapmak amacıyla kazılan temellerde tarihi paralara ve eserlere rastlanılmıştır. Ayrıca hemen kasabanın kuzeydoğu kesiminde bulunan "Körez Kayalığı" ve kuzeyinde Dağhacıyusuf köyünün doğusunda bulunan "Değirmen" oldukça eski ve esrarlı mekanlardır. Yine Körez kayalıkları üzerinde bir de "Demirkapı" adı verilen bir mekan bulunmaktadır. Burası içine merdivenlerle inilen bir dehliz şeklindedir. Bu dehlizin içerisinde sürekli seviyesi değişen su birikintisinin bulunması içine girilmesini de engellemektedir. Yaz aylarında buraya gidenler, sineklerden içine girmekte zorlanmaktadırlar. Ayrıca kasabanın güneydoğusunda, yine Derbent çayının kenarında "Kocakız Köprüsü" adı verilen Selçuklulardan zamanında yapıldığı sanılan bir de taş köprü bulunmaktadır.

Kasaba 29422 dönüm alana sahiptir. En çok tütün tarlalarının bulunduğu kasabada toprakların kullanımı şu şekildedir. 1500 dönüm otlak, 4000 dönüm fundalık, 4779 dönüm orman ve 2043 dönüm sulu tarım arazisine sahiptir.Bunun yanında daha çok kayalıklarda ve akarsu yatağından oluşan 1328 dönüm da faydalanılamayan alan mevcuttur. Yaklaşık 750 hanenin bulunduğu kasabada halkın ana geçim kaynağı tütün ekiciliğidir. Bunun yanında arpa ve buğday tarımı ve azda olsa hayvancılık vardır. Ayrıca kasaba özelliği gösterdiği için ticaret gelişmiştir ve geçimini bu yolla sağlayan ailelerin sayısı da az değildir. Bunun yanında imalata yönelik olmayan bir sanayide gelişmiştir. Kasaba da 45 aile tarım dışı işlerle geçimini sağlamaktadır. Kasabada genel itibariyle tütün yetiştiriciliğinin yanında, sulu tarım yapılabilecek alanlarda, sebze ve meyve yetiştiricliğinin yanında son yıllarda önemli oranda kiraz yetiştiriciliği de yapılmaktadır. Sebze ve meyve yetiştiricilği Derbent çayının iki kenarında bulunan sulanabilen düz alanlarda yapılmaktadır. Bunun yanında engebeli alanlarda zeytin üreticiliği de yapılmaktadır.

YEŞİLYURT

Alaşehir'in kuzeydoğusunda Alaşehir-Uşak karayolu üzerinde bulunan Yeşilyurt Kasabası ilçenin en büyük yerleşmelerinden biridir. Son nüfus sayımına göre kasaba merkezinde 3916 kişi ve 980 aile bulunmaktadır. Kasabanın Alaşehir'e olan uzaklığı 15 km'dir. Daha önceleri de Alaşehir'e bağlı bir bucak olan Yeşilyurt'ta 1964 yılında belediye teşkilatı kurulmuştur. Yeşilyurt kasabasının nüfus gelişimine baktığımızda 1935-60 döneminde nüfusunu iki katına çıkardığını görmekteyiz. Yine 1960-85 döneminde nüfusu 2141'den 3661'e ulaşmıştır. Bundan sonraki yıllarda hızlı gelişimi duran Yeşilyurt kasabasının nüfusu 1997-2000 döneminde azalmıştır. Yeşilyurt da diğer kasaba yerleşmeleri gibi çevre köylerin idari ve ticari merkezliğini üstlenmiştir. Yeşilyurt kasabası şekil itibariyle toplu bir yerleşmedir ve 3 mahalleden meydana gelmiştir. Fonksiyon olarak ise küçük bir şehir görünümündedir.

Toplam 15328 dönüm alana sahip kasabanın asıl geçim kaynağını sultani üzüm yetiştiriciliği oluşturmaktadır. Bu bağlamda kasaba 11734 dönüm bağ, 100 dönüm sebze, 992 dönüm buğday ve 289 dönüm arpa alanına sahiptir. Diğer alanların 700 dönümünü otlak, 1013 dönümünü fundalık ve 500 dönümünü de yerleşim alanı oluşturmaktadır. Bunun dışında kasabada hayvancılık da yapılmaktadır. Kasabada 182 melez sığır ve 700 civarında da yerli koyun bulunmaktadır. Yaşilyurt kasabasında 1999 verilerine göre kişi başına düşen yıllık gelir 700 milyon civarındadır. Bu gelir miktarıyla kasaba ilçenin ekonomik seviyesi yüksek yerleşmelerindendir.

Hiç yorum yok: